Yıldırım Koruması ve IEC 62305 Standardı
Edit: Eski versiyonu Google botları pek çekici bulmamış olacak ki metni geliştirmeyi denedik.
TSE web sitesinde "yıldırımdan korunma" yazarak yürürlükteki standartları aratırsanız çıkan sonuçlar şöyledir.
62305, IEC yani Uluslararası Elektroteknik Komisyonunun (82 üye ülkesi var) standardı iken TS 13709, NFC 17-102'den çeviridir. NFC Fransız standardıdır. 17-102'de tanımlanan "aktif paratoner" tartışmalı bir üründür. 17-102'ye sahip Fransızlar 62305'i dışlamış da değildir.
Meslektaşlar 62305'in "yuvarlanan küreleri" ni uygulamaktansa birkaç çember ile "kapsama/koruma alanı" çizmeyi tercih ederler. İşte bundandır, ülkede resmi kamu ihalelerinde bile -yüzde yüze yakın oranda- hata yapılır ve 62305 uygulanmaz, "alternatif kolay çözümlere" yönelinir.
Projenin bir yerinde Avrupalılar varsa mesela hafif raylı sistem işlerinde (trafo binaları), NATO bağlantılı askeri işlerde, bazı TEİAŞ işlerinde 62305 uygulanmaktadır. Sistemin doğrularını maalesef pek az işte görebiliyoruz. Yaşadığım şehirde genişçe bir arterde yaya üst geçidi inşa edildi. Tamamen çelik bir yapı. Mimari tasarım gereği çelik bir borudan yapılmış göğe yükselen ve taşıyıcı (belki de değil) halatların bağlanacağı bir konstrüksiyon var. İnşaat sürüyor ama müteahhit imalatı kaçırmamış, boruyu boyamış üstüne de (...) m yarıçaplı "aktif" paratoneri kondurmuş. İndirme iletkeni de var hem de. Fotoğrafı şöyle.
TS EN 62305 uygulamalarında, yukarıda olduğu gibi yapının metal iskeleti varsa yada metal çatı veya metal cephe varsa, yapının iletken materyalleri yıldırım koruma sisteminin birer parçası olarak kullanılabiliyor. Nasıl ki bir metal bayrak direğinin tepesine bir yakalama ucu koyup yanından bakır indirme iletkenini (2 adet 50 mm2 bakır iletken anayasa gibi uygulanır!) döşemeye gerek yoksa, yukarıdaki geçitte de zaten yeterince kalın kesitteki çelik yapı, indirme iletkeni olarak kullanılmalıdır. Geçit iskeletinin tüm metal yapısının elektriksel olarak bağlı olduğundan emin isek, temel pabuçları yapılırken temel topraklamasını da ihmal etmediysek bu yapı zaten mükemmel biçimde 62305'i sağlar. "Yuvarlanan küreler" yöntemi ile ilave korumaya gerek var mı bakılabilir.
62305, yeni inşa edilen binalarda uygulanması çok da zor olmayan kurallar içermektedir. Yapının risk analizine göre çatılarda ve cephelerde yıldırım isabeti olası yerlere yakalama ucu konur, bunlar uygun fiyatlı metal ürünlerdir. Yaklaşık 20 metre aralıklarla (mesafe tasarımla netleştirilir) en az iki indirme iletkeni tüm yapı çevresi boyunca tesis edilir. Bina temelinin de dahil olduğu bir topraklama sistemine irtibat sağlanır. 10 ohm empedans bile toprak geçişinde yeterli olur. Yakalama ucu olan binalarda iç yıldırımlık denen parafudr/ SPD (surge protection device) ilaveleri ihmal edilmez.
Kamu projeleri dahil en çok yapılan hatalar şöyledir: Risk analizi yapılmaz, çok sayıda yakalama ucu yerine yüksek direklere sözde "aktif paratoner" tesisi ile "kapsama alanında" kalan alan korunmuş kabul edilir. 50 mm2 galvaniz çelik iletken yeterli iken 100 mm2 bakır iniş yapılır. İnişten sonraki toprak sistemi temelden ayrık yapılır. Metal çatılı yapılara farklı değerlendirme uygulanmaz. Görece alçak katlı bir binaya, daha yüksek bir direk eklenerek riski büyütülürken iç yıldırımlık ihmal edilir (Sayın Hasbi İsmailoğlu hocanın konuya ilişkin görüşlerini kaleme aldığı teknik metne buradan ulaşabilirsiniz).
Sayın Sabri Günaydın'ın eski ama hala güncel çok önemli yazısına şu linkten erişilebiliyor. NFC 17-102'yi ve ESE "pazarlamacılarını" tarihsel gelişimi ile anlatmış sayın Günaydın.
Berlin gezimizde Reichstag çatısına çıkıp etrafı izlerken oradaki 62305 uygulamasını görmek fırsatı bulmuştum. Çatıdaki heykellere minik yakalama uçları ve iletkenleri iliştirilmişti. İki fotoğraf şöyle;
Bir başka çatıdan şu detayı çektim. Ardında da parlamento binasının (Reichstag) görünüşü var.