İşletme sorumlusu, bilirkişilerin dünyası, uzman delili, mütalaa, uzman görüşü

UYAP'ta İmzasız Bilirkişi Heyet Raporu Teslim Etmek

UYAP üzerinden elektronik imza ile bilirkişi raporu teslimi olanağı yokken, raporlar üç nüsha çıktı alınıp ıslak imza edildikten sonra ön bürolardan taratılarak dosyasına girmekte idi. UYAP ile işlemler kolaylaştı ancak alışkanlıklardan vazgeçmek zor oluyor.

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunundan alıntıdır; 

Güvenli elektronik imza

MADDE 4. Güvenli elektronik imza;

a) Münhasıran imza sahibine bağlı olan,

b) Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan,

c) Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan,

d) İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan,

Elektronik imzadır.

Güvenli elektronik imzanın hukukî sonucu ve uygulama alanı

MADDE 5. Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurur

Bilirkişilerin ekserisi, MS Word veya Open Office vb. kelime işleme yazılımları ile rapor yazmaya alışkındır. Ancak UYAP'a elektronik imza ile yüklemek ve ön bürodan teslim zahmetinden kurtulmak için Word ile devam edilemez, UDE adlı bakanlığın kendi yazılımını kullanmak şarttır. UYAP dosya editörü adlı yazılım, *.udf uzantılı dosyalar üretir ve metne elektronik imza ekleme olanağı verir. (edit) UDE'nin Word kadar yetenekli bir yazılım olmadığı aşikardır. Word'e alışkın bilirkişiler UDE'ye alışmamakta direnirler. Kısmen hak vermek de gerekir zira UDE içinde tablo ve fotoğraf düzenlemek daha zor. Üstelik dosya boyutu sınırlamaları da var. 

Bilirkişi arkadaşların zorlukları aşmak için -bence sakıncalı- bir yol bulduklarını sıklıkla görüyorum. Yeni yöntem şöyle: rapor önceleri olduğu gibi Word ile düzenleniyor. İmzalar kısmına, bilirkişi isim veya isimleri ile birlikte "e-imzalıdır" ibaresi yazılıyor. Sonra da *.doc tan PDF formatına dönüştürülüyor. UDE ile bir kapak sayfası hazırlanıyor. "Mahkemenizin ... sayılı dosyasında hazırlanan rapor ekte sunulmaktadır" mealinde bir cümle ile birlikte bu udf uzantılı dosya e-imza edilerek eki PDF asıl raporla birlikte UYAP'a yükleniyor. Kalemdeki katipler de bu şekilde işleme alıyorlar.

Sakıncayı görmüş olmalısınız, asıl raporda ne ıslak, ne de elektronik imza var. Tek kişinin görevli olduğu raporlarda kısmen sakıncası az olabilir, zira kapağı yükleyen kişi ekinden de bizzat sorumludur. Peki ya heyetler? Siz PDF asıl raporda mutabık kaldınız ve udf kapağı imzaladınız diyelim. Peki raporu UYAP'a yükleyecek olan bilirkişi, raporu yüz seksen derece tersine çevirerek yüklerse? Küçük ihtimal de olsa, adaletin arandığı bir sistem buna izin vermemelidir. Daha naif bir ihtimali konuşalım. Rapor, mutabık kalınan haliyle yüklendi diyelim. Tebligattan sonra itirazlar yükseldi ve raporda fahiş bir hata yapıldığı, hatta heyetin bilirkişi kuruluna şikayet edildiği anlaşıldı. Ben bu bilirkişi kurulunda olsam ve "bu raporda mutabık değilim, hatalı halinden sorumlu değilim, rapor değiştirilmiştir" diyerek inkâr etsem başım ağrır mı? 

elektronik imza

Bu sakıncalı metod sanki, içtihatmışçasına kullanılmaya devam ediliyor. İtiraz etseniz "bozguncu" oluyorsunuz. "Yukarı mahallede bir yalan söyle, aşağı mahallede duy kendin inan." Çok tecrübeli bilirkişi arkadaşlar bile bu hataya düşüyor. 

Katipler, hakimler ve bölge bilirkişi kurulları bu sakıncalı hale son vermelidir.

Bundan 3-5 yıl sonra bu sebeple istinaftan, Yargıtay'dan dönen dosyalar olacağına ihtimal vermelisiniz.

TEDAŞ Sigorta Yönergesi

Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'den işletme hakkı devri alarak işleyişlerini sürdüren EDAŞ'lar ile TEDAŞ arasında düzenlenmiş bir yönerge var. Bu yönergeye aşağıda vereceğim bağlantıdan ulaşılabiliyor.

Peki neyi düzenliyor bu yönerge? Yönergenin amacı açık. Madde 1, imzalanan işletme hakkı devir sözleşmelerinde "Sigorta Yaptırma Yükümlülüğü" şeklinde bir şartın var olduğu anlaşılmakta. İşte bu yönerge de bunla ilgili detayları çözüme kavuşturuyor. 

Madde 2, sigortalanacak kapsamı belirliyor. "... dağıtım tesislerinin işletilebilmesi için varlığı zorunlu bulunan her türlü taşınır ve taşınmazı, yangın, infilak, kaza, yıldırım, zelzele, sel, grev, gösteri ve benzeri toplumsal olaylar, sabotaj, terör eylemleri de dahil olmak üzere dağıtım tesisleri açısından söz konusu olabilecek bütün rizikolara karşı TEDAŞ adına ve lehtarı TEDAŞ olacak şekilde ALL RISK sigortası yaptırılır."

Yani TEDAŞ gün gelip geri teslim alacağı tüm tesisleri sigorta ettiriyor. Peki bunun normal vatandaşı ilgilendirebilecek kısmına gelelim. Madde 8, başlık "Üçüncü Şahısların Uğrayacağı Zarara Karşı Sigorta".  Madde, imtiyaz hakkı devir sözleşmesinin ilgili maddesinde geçen, üçüncü şahısların uğrayacağı zarara karşı sigorta için uygulanacak sigorta poliçeleri -kurumca- tip poliçe haline getirilerek, bu poliçelerin yaptırılıp yaptırılmadığı -kurumca- takip edilir, şeklindedir.

Tip sözleşme TEDAŞ tarafından takip edilmekte midir bilinmez ancak açıkça anlaşılıyor ki, TEDAŞ özellikle yıldırım dahil rizikoya karşı sigorta tedbirini EDAŞ'lara aldırıyor, bununla da kalmayıp etkilenen üçüncü şahısları da koruyor. Burada üçüncü şahıstan kasıt tüketici yani dağıtım şirketi müşterisi ise bu poliçeler tüketicinin yıldırım hasarını tazmin etmez mi? 

Tüketici mahkemeleri önüne böyle talepler gelmiş midir? 

Denemeye değer görünüyor ne dersiniz? 

 Bağlantı için tıklayın.

Ulu Manitunun Gözde Mesleği, İnşaat Mühendisliği

Bir inşaat mühendisi ve mimarla heyet halinde keşfe katılmıştık. Eser sözleşmesi ihtilafı, hak ediş, "edemeyiş" mevzuu. UYAP'tan baktım, görevlendirmede heyetimiz iki kişi görünüyor, inşaatçı eksik. Anlaşıldı, kerameti kendinden menkul, yeri doldurulamayan, çok görev almaktan rapor yetiştiremeyen bir zat ile müşerref olmuşuz. Görev ekranı "kilitli" şahsiyetler, kalemin "gözdelerinden" olunca "UYAP hayaleti" olarak keşiflere katılabiliyorlar. Elimde bekleyen iş olmadığından dosyayı ben aldım, çalıştım. Kronolojik olay tablosu, hak ediş tablosu, dosyaya ekli malzeme faturalarının özeti derken raporu inşai kalemler hariç %80-90 teslim durumuna getirdim. Heyetteki arkadaşlarla taslak olarak udf haliyle paylaştım. Mimar dönüş yaptı, "inşai kısmı diğer arkadaş yazacak" eline sağlık dedi. Dosyayı arabamda 15 gün gezdirdikten sonra "inşaatçı arkadaş" aradı ve almak istedi, buluştuk teslim ettim.

Benim taslağı yollamamdan neredeyse 40 gün sonra dosyayı alan bilirkişi aradı. Raporu bitirmiş "teslim edelim" diyor. Udf olarak kapak (şuradaki sakıncalı hâl) "hazırlatmış", elektronik olarak imzalayalım verelim diyor 😮. "Bir bak bakalım mutabık mısın" diye sormak yok. "Yollayın bakalım imla hatasına filan bakayım" diyerek bozuntuya vermemeye çalıştım. Efendim "iki satır varmış beni ilgilendiren" onu kontrol edecekmişim. Aslında niyeti sadece elektronik imzalanacak kapağı mı yollamaktı, belki de öyleydi. "Rapora çok emek vermiştim, boşa gittiyse üzülürüm" dedim. Raporu e-posta ile yolladı. Sinirimden okumadım ama baktım benim udf halinden vazgeçilip "hazreti word"e dönülmüş. Kapak ise udf. Akşam mesaj yazdı baktım mı diye, "yarın bakacağım" dedim. Efendim duruşma tarihi yakınmış da ondan sormuş. 

Ertesi gün baktım duruşma o gün. Teslim süremize ise bir hafta daha var. 30-40 gün boşa geçmiş, duruşmaya bir gün kala acele teslim isteniyordu, direndim. Sözde teslime hazır raporu inceledim. Güzel tarafı, emeklerim boşa gitmemiş, yazdıklarım çoğunlukla kopya ile worde alınmış. Yaptığım tablolar hakkında yorum yok, 8-10 satır inşaat kalemleri hesabı, iki sayfa fotoğraf iliştirilmiş hiç fotoğraf açıklaması yok. Sonuç kısmı özensiz, worde aktarım sırasında akıştaki bütünlük de bozulmuş. Kötü bir rapor olmuş. Kapak sayfası da udf olarak "raporumuz ekte -pdf olarak- sunulmaktadır" şeklinde (bu garabet ve sakınca başka bir yazı da ele alındı).

Rapor benim kurduğum çatı ile -muhtemelen bambaşka biri tarafından- yazılmış. Bana "senin iki satırın var raporda bakılacak" deniyor. "Kapak sayfası hazırlattım" da dediği için sayın mühendis konudan epeyce uzak. Düşüncelerimi e-posta ile heyete ilettim, alternatif teslim yolları sundum, cevap çıkmadı. Oturdum raporu %95 hazır hale getirdim (rapor udf ve tüm pdf ekleri). Neden %95 diyorum? Çünkü hakimin keşifte üstünde ısrarla durduğu bir inşai kalem vardı ve bizim raporumuzda bu konu geçmiyordu. Uyardım ve değinmemiz gerekiyor mu diye sordum. 3-5 gün sonra rapor imzalı olarak geldi. Uyarım ciddiye alınmamıştı ama word'den vazgeçilmişti şükür. O şekilde teslim ettik. Ardından kaç ek rapor daha yazdık? Belki yazarım sonra.

Başlıkta ulu manitu dediğimi unutmadım. Böyle heyetlerde inşaat mühendisi kendisini "lokomotif" zannedebiliyor. Benim rapora attığım imza, sanılıyor ki sadece alanımdaki konuları benle ilişkilendiriyor. Raporun diğer taraflarından inşaatçı dışında kimse sorumlu değil sanki. Adam, konut dışında inşaat görmemiş, senin şantiyelerde geçen 25-30 yılına kıymet vermiyor. Demiyor ki hiyerarşide diğer bilirkişiler ile yerim aynı. Dosyadaki uyuşmazlık hakkında kanaat vermeyen heyetler var. İşleri sadece doğruluğu şüpheli hesaplar yapmak. 

Heyetlerde istişare mekanizması önemlidir. Heyette branşlar arasında alt/üst, önemli/önemsiz ayrımı olmaz. İnşaatçı heyet başkanı değildir. Raporun hepsini yazmak zorunda da değildir. Raporun çoğunu yazmak kimseye inisiyatif kazandırmaz. İmza namustur. Rapor okunmadan imzalanmaz.